Dec 11, 2011

Haftasonu Maceralari









Haftasonlarimiz genelde yogun geciyor bu aralar. Oncelikle genelde hafta ici evden cikmayan Zumrise degisiklik olmasini istiyoruz. Tabi bizim de aktivite yapmak hosumuza gidiyor. Bazen insan oyle oluyor ki en basit haftalik market alisverisiyle bile olsa ev havasindan uzaklasmak istiyor. Ama su siralar sunu fark ettim aktivitelerimizi secmemizde Zumranin oynayabilecegi cocuklarin olmasina daha dikkat ediyoruz. Bu acidan aslinda bu sene de sansliyiz. Hemen hemen Zumrisimin yaslarinda 3-5 tatlicik kiz cocugu var etrafimizda.

Daha onceleri belirttigim gibi paylasmada zorluk cekiyorduk ancak cok sukur git gide cocuklu ortamlarda buluna buluna sanki asiyoruz gibi bu durumu. Bence bunu asmada beraberlikleri cift tarafli arttirmak gayet onemli. Yani iki evde de bulusulmasi. Eve misafir geldiginde cocuk yavas yavas misafir gelen cocuklarin oyuncaklarina zarar vermeyecegini ve giderken de oyuncaklarini goturmeyeceklerini ogreniyor. Boylece geriye sadece beraber oynamanin verdigi zevk kaliyor. Arkadaslarinin evine gitmek de ordaki cocuk eger oyuncaklarini onunla paylasirsa, bunun ne kadar hosuna gittigini aksi taktirde de hissedecegi uzuntuyu gormesi acisindan onemli.

Bu haftasonu Dickens Festivalindeydik. Bu 1800 li yillarin Londrasini simule eden bir festivaldi, yani etrafta o donemin kiyafetleriyle dolasan insanlar vardi. Once bir cocuk filmi izledik hep beraber. Festival kapsaminda oldugu icin icerisi cocuk doluydu hatta oyle ki yerlere bile oturmuslardi. Sonrasinda hava soguk olmasina ragmen gunesin biraz isitmasiyla etrafta biraz tur artik. Ertesi gun de kahvaltida Zumranin cok tatli bir arkadasi bizdeydi. Ilk defa Zumranin paylasmak konusunda oldukca asama kaydettigini fark ettim, masallah cok guzel oynadilar. Insallah hep boyle devam eder:)

Haftasonundan birkac fotograf...

Dec 9, 2011

3 Yas Oyuncaklari




Bana gore genel anlamda iki tip oyuncak var. Birincisi hayal gununu gelistiren ve sosyallestiren Amerikada "pretend" denilen yani ---yaparmis gibi oyuncaklar. Bunlara evcilik oyunlari, pelus oyuncaklar, mutfak, doktorculuk oyunlari giriyor. Ikinci ise el becerilerini, parca-butun iliskisini, analiz yapma yetenegini gelistiren oyuncaklar. Bunlara da tahmin edeceginiz uzere legolar, yapbozlar, eslestime kartlari vs giriyor. Benim kisisel fikrim cocugun bu iki tip oyuncakla dengeli bir bicimde oynamasi saglanmali.

Bu aralar Zumranin bebeklerle oyunlari iyice artis gosterdi. Onlari yediriyor iciriyor, konusuyor, uyutuyor. En komik olan da bebekleriyle bir anne edasiyla konusmasi, hatta oyle ki kendisinin bizden istediklerini, o bebeklere soyluyor mesela "aglama annem, tamam annem simdi uyumayacaksin, sonra uyutacagim seni":)Yani bebegim sana soyluyorum annem sen anla: Uyumak istemiyorum:)

Kizlar icin vazgecilmez oyuncaklardan biri de yemek pisirme alet edevati. Biz minigime bir de mutfak aldik ki yemek pisirme olayi daha sahici olsun diye. Amerika'da bu yemek isiyle ilgili o kadar oyuncak var ki mutfakta kullandiklari cogu seyin oyuncagini yapmislar. Bu hem pisirme aletleri hem de esas yiyeceklerin kendisi icin gecerli. Mesela her tur sebze, meyveyi oyuncak olarak bulmak mumkun. Hatta meyve ve sebzelerin nasil soyulacagini ve nereden kesilecegini gostermek icin parcalanabilenleri bile uretilmis.

Zumranin bu siralar hosuna giden oyuncaklardan biri de doktorculuk oyuncaklari. Bunun da cok cesitlileri mevcut. Bu yaz trden almistim ona (yasasin pazarlar!). Bizimkinin icinde enjektoru, steteskopu, kulak bakma cihazi ve diz cekici (asil adi perkusyon cekici ama ben diz cekici diyorum:) mevcuttu. Once bize gelip atesimize bakiyor. Sonra aa cok atesin var, igne yapmam lazim diyor. Sonra kulagima bakiyor. Hatta diz cekiciyle dizimize vurup israrla dizimizi kaldirmamizi istiyor, biz de sozde refleksle kaldiriyormus gibi yapiyoruz.

Diger yandan bu yastaki cocuklara buyuk parcali puzzle lar olmasi gerekiyor.Burda buna floor puzzle diyorlar. Bildigimiz klasik kirtasiyelerde satilan kucuk parcali yapbozlar belki 5 yasindan sonra ancak yapilabilir. Zumrisin gectigimiz yaz boyunca oynadigi prenses puzzle i vardi. Sanirim en uzun sure sikilmadan oynadigi seylerden biri o oldu. Ozellikle yuz kisimlarini cok kolaylikla yapmaya baslamisti. Kendi yapabildikce de daha da cok sevmisti. Ama bir sure sonra yipranmaya basladi, parcalari kayboldu ve simdi gozden dustu:( Sanirim artik Zumrise yeni bir floor puzzle alma zamani geldi.

Tabi oyuncaklarin buyuk cocugunlugu kiz ve erkek arasinda oldukca farklilik gosteriyor. Genelde erkek cocugu olan arkadaslarimizin evinde olmassa olmazlarin basinda arabalar ve dinazorlar:) Hihuuuh!

Not: Fotograf Zumisimin odasinin toplu durdugu coook ender anlardan birinde cekilmistir. Yani sirf fotograf hatrina:)

Dec 5, 2011

Her yerimizi prensesler sardi:))



Gunumuzde pazarlama uzmanlari tabiri caizse penceleriyle cocuklari cepecevre sarmis durumda. Cocuklarla ilgili hemen hemen her seyde bir cocuk karakterinin lisansli urununu bulabiliyorsunuz. Bunlar tabak, bardaktan tutun da, battaniyeler, carsaflar,ic camasiri,turlu kiyafetler, sandalye, masa, dis macununa kadar. Oyuncaklari hic saymiyorum. Yani bir cocugun hayatini idame ettirmesi icin gerekli olan her urunu ayni lisansli karakterle bulmak mumkun nerdeyse. Cocugunuz hele ki bir karaktere baglanmis olmasin artik evinizin her kosesinde onunla ilgili bir seyler gormek kacinilmaz olabiliyor. Amerika'da aslinda bu olay cizgi film karakterlerinden ziyade Disney film karakterleriyle karsimiza cikiyor. Hal boyleyken kizlar icin prensesli, Dorali karakterler meshurken, erkek cocuklar icin Toy story ve araba filminin karakterleri one cikiyor. Bildigim kadariyla Tr'de ise su an Caillou karakterli urunler ortaligi kasip kavuruyor. Isin ilginci her ne kadar bu cizgi filmin ana vatani Amerikanin dip komsusu olan Kanada olsa da, burda yani Amerika'da Caillou iceren neredeyse hic bir sey yok. Sanirim burda Walt Disney sirketinin tekeliyle karsi karsiyayiz.

Gelelim Zumranin dunyasina. Bizim bu olaya start vermemiz Walt Disney'e tatile gitmemizden sonra basladi sanirim. Orada Disney'in olusturdugu prenses karakterlerinin kiyafetine sacinin sekline varincaya kadar tipkisinin aynisini gercek insanlarla olusturmuslar. Parktaki bir bolumde cocuklar (tabi ki kizlar) gidip onlarla fotograf cektiriyorlardi. Zumra oraya gittiginde 2 bile olmamisti ama oranin buyulu dunyasindan nasibini aldi:) Fotograf cektirdi onlarla sonra Zumra'yi sevdiler iste o andan sonra Zumracigimin onlara karsi bir sevgisi basladi. Prenses diyemedigi icin onlara "cici abla" dedi ve o oyle kaldi. Simdi bir sey alacagimiz zaman cici ablali bir alternatif gorse tabi ki onu istiyor.

Ben bu karakter lisansli urunleri cok da abartma taraftari degilim. Ama bazi seylerde cocugu ilk etapta tesvik icin bayagi ise yariyor. Mesela tuvalet egitimi asamasindayken kolaylik olsun diye kilota baslamamistik. Sonrasinda ise Zumra giymek istemedi cunku rahata alismisti. Ben de dusundum ki eger "cici abla"li bir kilot alirsam belki sever ve giyer. Vee sonuc ise yaradi:))

Not: Evimizde aklima gelen prenses karakterli urunleri bir araya toplayip fotografini cektim.

Dec 2, 2011

Tuvalet egitimi icin en uygun zaman nedir?


Evet bir anne olarak hepimiz bu sorunun cevabini merak ediyoruz. Cunku dogru zaman bulunamadigi taktirde sonuclari cok kotu olabiliyor. Onceki yazilarimda da hep vurguladigim gibi her cocuk birbirinden farkli ve dolayisiyla kendine ozgu bir gelisim takip ediyor. Bunun bariz orneklerini hepimiz etrafimizda birbirinden cok farkli gelisim seyreden kardeslerden gorebiliyoruz.

Herseyde oldugu gibi tuvalet egitimi icin de her cocuga, her sarta uyacak kesin bir zaman soylemek sanirim dogru olmaz. Ancak bununla beraber kendimden ve etrafimdan gozlemledigim kadariyla bunun ey uygun baslama zamaninin 2.5 yasa dogru oldugunu dusunmekteyim. Cocugun tuvaletini tutabilecek kadar kaslarinin gelisimine zaman tanimak gerekiyor ama ayni zamanda da beze yapmanin rahatligini tam olarak bir zevk haline donusturmeden once de olaya mudahil olmak. Etrafimdan duydugum kadariyla bu uygun zamani kaciranlar yani gec kalanlar sonrasinda cocuk tutabildigi halde beze karsi olusan guclu bagi kirmakta oldukca zorlandiklarini soyluyorlar. Gereginden once baslayanlarda da cocuk fizyolojik olarak hazir olmadigindan hem kendilerini hem de cocugu bos yere yipratmis oluyorlar.

Tabii bu zaman kararinda cevresel faktorlerin de onemi buyuk. Mesela uzmanlar bunun cocuk icin cok onemli bir esik oldugunu dolayisiyla cocugun hayatindaki diger seylerin nisbeten stabil olmasi gerektigini vurguluyorlar. Mesela sutten kesmeyle tuvalet egitiminin ayni doneme denk getirilmemesi gibi. Ya da annenin ise baslamasi, ev tasinmasi gibi ornekler arttirilabilir.

Alisma suresi de oldukca degisiklik arzeden bir konu. 1 haftadan 6 aya kadar varyasyonlari olabiliyor. Hatta buyuk ve kucuk tuvaleti ogrenme sirasi da cocuktan cocuga degisiyor. Mesela bazi cocuklar buyugu cok kolay ogrenirken digerleri kucuk de oldukca zorlanabiliyorlar.

Zannimca her annenin bu konuyla ilgili komik hikayeleri vardir (her ne kadar yasanirken komik olmasa da:). Ama herhalde en onemli sey cocukla o kuvvetli bagin kurularak en uygun zamani hissetmek boylece bu onemli gecisin daha kolay atlatilmasini saglamak.

Nov 20, 2011

Nezle ile Savasma Yollari




Ah su soguk alginligi yok mu, tam yuzsuz bir misafir (!) bir eve girdi mi kolay kolay cikmaz. Birinden baslar, sonra digeri sonra oburu derken en sonunda basa doner...

Zumracik da yine nezle, neredeyse 1 hafta olacak. Ilk etapta burnu su gibi akiyordu simdi biraz daha iyi cok sukur. Hele ilk 2-3 gun burnu tam tikali, cocuk nefes dahi alamiyordu. Ve bu yuzden geceleri surekli uyaniyordu yani ilk gunler cok zor ve uykusuz gecti. Megersem cocugun gece boyu uyanmamasi ne buyuk bir nimetmis onu bir kez daha anladim. Hastalik cok buyuk olmasa da sonuclari itibariyle bizim gibi zamani cok verimli kullanarak ancak hayatta kalabilen :) asiri mesgul aileler icin cok luks kaciyor. O yuzden kendimce "nezleyi nasil evimize sokmayiz" arastirmasi yaptim biraz. Bunlardan bazilarini sizinle paylasmak istiyorum.

En basta nezle bulasicisi bir hastalik. O yuzden sadece birimizin degil hepimizin bazi seylere dikkat etmesi gerekiyor ki aramizda yayilmasin. Bildigimiz gibi ortamdaki mikroplu havayi soluyarak ya da daha da onemlisi ellerle direkt temas sonucu bulasabiliyor. Ondan sonra vucuda girdi mi sinsice bekliyor ta ki bagislik sistemi zayifladigi an sizi maglup edebilsin diye.

Onceden duyardim ki soguk hava hasta etmez diye. Ben de derdim ki hadi canim niye o zaman hep kisin hasta oluyoruz. Yaptigim doktora sag olsun (tek faydasi bu galiba:) bana ogretti ki iki sey arasinda korrelasyon olmasi yani iki seyin ayni anda gerceklesmesi birinin digerine yol actigini gostermez her zaman. Yani ortamda bu iliskiyi etkileyen baska faktorler olabilir. Simdi gelelim konumuza evet daha cok soguk havalarda hasta oluyoruz ama bu soguk hava bizi hasta ettiginden degil indirekt etkisi yuzunden. Birincisi usuyunce bagisiklik sistemimiz zayifliyor bu da hoop firsat kolloyan virusun bizi alt etmesi anlamina geliyor. Ikincisi kis aylarinda gunes isinlarindan yeterince faydalanamadigimiz icin bagislik sistemimize olumsuz etkisi oluyor. Ucuncusu ise hava soguk oldugunda kapali alanlarda cok daha vakit geciriyoruz. Eger bu ortamlar yeterince havalandirilmiyorsa (ki genelde de ortami sogutmamak icin oyle oluyor) o zaman pis havada mikroplar uruyor ve biz de soluyarak cok rahat icimize aliyoruz.

Sozun ozu nezle ile savas icin el birligi ile:

1. Evlerimizi hergun cok ciddi sekilde havalandirmamiz gerekiyor ve yeterince havalandirilmadigini dusundugumuz kapali alanlardan da uzak durmak

2. Bagisiklik sistemimizi guclendirmek.

Bunun icin de hepimizin bildigi dengeli beslenme, stresten uzak durma, bulundugumuz oda sicakliginin optimum olmasina ozen gosterme, yeterli uykunun alinmasi ve egzersiz yapma gibi faktorlere dikkat etmek lazim.

3. Ellerimizi, cocuklarimizin ellerini daha sik bir sekilde sabunla yikamak. Cunku cocuklarin elleri hep agizlarinda yani bu demek oluyor ki ellerine bir mikrop gelse vucudlarina girmemesine imkan yok.

Yasasin saglikli toplum!!!

Nov 15, 2011

Ne Terrible Two, Ne Horrible Three, O benim Tatli mi Tatli Minik Ergenim


Minik ergenlik tabirini pedagog Adem Gunes Beyden ogrendim. Aslinda hosuma da gitti bu cunku Amerikalilarin dedikleri "terrible two" ya da "horrible three" den kulaga cok daha iyimser geliyor:) Hepimiz zaten ergenlik donemini biliriz iste bu 3 yas donemi de onun minik versiyonu. Sanirim en belirgin ozelligi: PAY-LA-SA-MA-MA. Adem beyin soyledigine gore bu gayet normal bir surec, yani buyumenin getirdigi bir sey. Ve diyor ki bu donemde bunun aksine ne soylerseniz cocugu hayal kirikligina ugratmis olursunuz. Yani cocuga soylenen bu senin degil ya da bunu simdi arkadasin oynasin tarzi seyleri cocuk bu donemi geregi kabullenemiyor. Aslinda daha once de bu konuya deginmstim ama fark ettim ki 3 yasa yaklasirken bu iyice belirginlesti. Mesela gecenlerde evimize gelen arkadaslarin cocuklariyla zor anlar yasadik, Zumra oyuncaklarini paylasmak istemedi, cocuk cok paylasilmasi gereken oyuncak da fazlaydi ve uzerine gittikce de daha olumsuz etkisi oldu. Velhasil benim buna o gece bayagi canim sikildi. Sonrasinda radyonun arsivinden Adem beyi dinlerken tam da bu konuya degindi ve beni soyledikleriyle oldukca rahatlatti. En sonunda da dedi ki cocugunuzun bu donemini birakin gerginlikle tebessumle izleyin.

Aslinda cocuga anlatilabilecek birkac seyden bahsetti mesela paylasmanin guzelligi konusunda ama hemen akabinde de bu sozlerin pek bir etkisi olmayacagini da ekledi. Yani cocuk bir sekilde bu donemden geciyor, buyumesinin bir evresi; aynen fizyolojisinin bir evresi olan emekleme gibi. Ve 4 yasa dogru da kendiliginden kayboluyormus hatta tam aksine cocuk bu donemde arkadaslariyla beraber oyun oynamaktan zevk alir duruma geliyormus.

Bu mevzuyu kardesler arasi yas farkina baglayacak olursak, bu yuzden 3 yas farkinin iki kardes arasi icin hic uygun bir zaman olmadigi belirtiliyor. Cunku buyuk kardes paylasmayi en sevmedi doneminde. Yeni kardesin gelmesi ve her seyi onunla paylasacak zorunda olmasi onu kardesine karsi agresiflestirebilirmis bunu da kardesini cimcirmek, sikmak, itmek vs seklinde gosterirmis.

Tabi bu son yazdiklarim sadece duyumlarima dayali bizzat yasamadim, bakalim bizler neler gorecegiz...

Nov 10, 2011

Bugun Bayram Erken Kalkin Cocuklar!


Biliyorum bu sefer coook uzun ara oldu. Aslinda planli bir ayrilik degildi. Hatta yazacak cok sey birikti ama biriktikce nerden baslayacagimi bilemedim sanirim. Neyse dedim bayramdan baslayim gerisi gelir belki.

Evet 2011 kurban bayramini da idrak etmis bulunuyoruz. Zumracim ilk defa bayrami anlamaya basladi. Gunler oncesinden yakinda bayram olacak, misafirler gelecek, biz bir yerlere gidecegiz diye soyluyorduk. Son gun de eve kucuk bir susleme yaptik, cok hosuna gitti. Bayramimiz guzel, dolu dolu gecti. Hele ilk gun sabahtan geceye kadar her animiz misafir ve ziyaretlerle doluydu. Onceleri Zumra bayrami bir yer olarak dusunuyordu o yuzden gittigimiz yerlere burasi bayram mi diye soruyordu:)) Sonra onun bir zaman dilimi oldugunu anlatmaya calistik. Zumra tam bir cocuk gibi bayram boyu epey bir cikolata yedi hatta harclik bile topladi:) Hediyeler aldi. Vee bir de Baris Manco'nun "bugun bayram erken kalkin cocuklar" sarkisini ogrendi. Simdi evde onu soyluyor hep.

Zumra gercekten sarki soylemeyi seven bir cocuk, ozellikle su siralar birkac dinlemede sozleri kapmaya basladi. Sanirim konusmasi da bu yazmadigim zaman zarfinda epey bir gelisti. Her gun bir seyler ogrenip bizi gulduruyor. Mesela bir iki haftadir, bize hep annecim, babacim diye hitap ediyor. Sanirim oyle soyleyerek bizi nasil mest ettiginin farkinda (her ne kadar caktirmamaya calissak da:) Dunden beri favorisi de lutfen, pleasee demesi. Ozellikle yatma zamani geldiginde kendini oyle bir tatli yapiyor ki yatirmamamiz icin. "Lutfen annecim, pleasee birazcik daha oynayabilir miyim" Gel de bu cumleye hayir diyebil...Tabii her sey bu kadar gulluk gulistanlik degil, Zumra hanimi uyutmak oyle zor bir sey ki evde en son o uyuyor desem herhalde anlatmis olurum:))

Not: Zumra babasinin ofisinde

Aug 24, 2011

3 yasa dogruuu

Sonunda geldik evimize. Yorucu, olayli, islak (!) gecen bir yolculuktan sonra cok sukur sag salim vardik (1 kangal sucuk disinda:)) Zavallimi gecirmediler. Gelir gelmez kendimizi iftar sofralarinda bulduk. Davetler falan derken 2 haftayi geride biraktik bile.

Zumracim da bu zaman zarfinda 2.5unu doldurdu 3'e dogru yol almaya basladi. Dilimiz gittikce aciliyor cok sukur, Turkiye bize yaradi. Hala soyleyemedigi birkac harf olsa da mesela k, z, r (sansa bak ismi de z ile basliyor:) bircok kelimeyi teleffuz etmmeye basladi. Yani artik derdini epey anlatabiliyor. Ornegin mutfaga gelip anne uzum istiyom diyebiliyor. Ya da baba pisir (misir) bitti pisir al:) Burasi benim odam vs vs.

Artik soylediklerimizle ikna olmaya baslamasi cok hosuma gidiyor. Mesela gecen marketteyken bir sey gordu, isteyecekti ilk once sonra bizim evde var anne, evde var dedi bana. Yine bir seyin yakabilecegini, elini kesebilecegini filan az cok anlamaya basladi. Yani sanirim 3'e dogru giderken hayatimiz insallah daha kolay olacak diye umut ediyorum.

Ama diger yandan tam anlamiyla kendi basina yetecek bir cocuk mu deseniz hayir tabi ki, henuz degil. Yani su an tam sinirda gibi, bazen bakiyorsunuz buyuk bir cocuk gibi davraniyor bazen de tam bir bebek gibi. Yine gozunuzun ustunde olmasi gerekiyor her daim. Ama ben ne olursa olsun bu anlamda zor donemi astigimiza inaniyorum. Yani dagin tepesine vardik galiba, gerisi yokus asagi:))

Aug 2, 2011

Ev Kazalarina Karsi Hazirlik

Bu aralar nedense Zumramin basina surekli bir seyler geliyor malesef. Normalde de cok sogukkanli olamayan ben yavcugumda kan gordugumde ne yapacagimi sasiriyorum ta ki kan duruncaya kadar. Allaha sukur gecirdiklerimiz cok buyuk olaylar degildi ama yine de cok uzucu. Bu tarz ev kazalari goz acip kapayincaya kadar olabiliyor. Her sey saniyelik. Aslinda o kadar hareketli ki, o harekete gore yine cok sukur demek lazim cunku ne kadar bu aralar uzucu sonuclar olduysa da silme gectigi daha fazla olay oluyor. Kaza geliyorum demedigine gore bizim ona hazirlikli olmamiz lazim. Bence evde pansuman yapacak kadar malzeme bulundurmak gayet akillica. Bana gore ev tipi kucuk ev kazalari icin evde bulunmasi faydali olan seyler:

  • Oksijenli su
  • Batikon (Yakmayanindan)
  • Gazli Bez
  • Deriye hassas bant
  • Bepanten
  • Fito Krem
  • Antibiyotikli Krem


Jul 25, 2011

Paylasmasak Olmaz mi?:)

Sanirsam gecen sene bu zamanlardi, Benligimiz olusuyor baslikli bir yazi yazmistim. Iste simdi o minik benligimiz iyice gelisti:) Zaten bu donemde cocuklarin etraflarindaki her seyi kendilerinin olarak dusunduklerini okumustum. Biz her ne kadar ona paylasmayi asilamaya calissak da " benim" kelimesi dilinden hic dusmez oldu. Hatta bazen cok tatli sayiyor: Benim annem o, benim babam o, benim anneannem o, benim dedem o, her sey benim:)) Hatta yoldan gecen bir kiza benim ablam o, komsu teyzeye benim teyzem o diyerek de cesitlendiriyor:))

Oyuncaklari icin de ayni sey soz konusu. Aslinda cok sevecen bir cocuk, herkesle cabuk kaynasiyor ancak is paylasmaya gelince biraz zorlaniyoruz. Ben bu durumun icinde bulundugu yas grubuna ait bir ozellik oldugunu dusunuyorum. Etrafimizda gordugum komsu cocuklarindan gozlemlerim de ayni sekilde. Zaten bu yuzden iki kardes arasindaki en uygun yas farkinin 4 yas oldugu soyleniyor. Cunku bu yasa kadar genelde onun icin en onemli seyler olan anne-babayi paylasmak cocuga oldukca zor geliyormus.

Jul 18, 2011

Benim Annem O!!!

Yavrucugumdan ilk defa 5 gun sureyle ayri kaldim. Gunler oncesinden onun o mis kokusunu duymadan gecirecegim gunlerin huznunu yasadim. Ancak zorunluydu gitmem, Istanbul'da bir konferansta sunum yapmam gerekiyordu. Hele ki son gece, sabahinda o uyanmadan gidecegim gun, onu son kez operken hic uyumasin istedim...Ama ilginc olarak ertesi gun ben evden cikmadan 5 dakika once kalkti, sanki icine dogmustu, annesini son defa gormek istemisti. Onu uzmemek icin gozyaslarimi icime akittim ve gittim. Cok sukur ki gozum arkada kalmamisti, kaldigi yerde prenseslere layik bir saltanati var cunku:) Her gun dedeye siparisler veriliyor. Annaneyle bebekler, parklar, tavuklar, kopekler geziliyor.

Veee mutlu son. Yavruyla annesi kavustu. Gece o uyuduktan sonra geldim. Sabah gozunu acar acmaz aaa anne geldi dedi. Tabi hemen soz verdigim uzere ona getirdigim oyuncagi sordu:) O gunden beri bana sarilip 'benim annnem o' diyor hep. Ve su an en sevdigi kisi sirasina gum diye oturmus bulunmaktayim:) Demek ki biraz ayrilik iyi oluyormus:))


Jul 6, 2011

Bir, iki, uc, bes, alti, yedi, on:)))



Zumraya bir gun bir baktim sayilari sayiyor, cok sasirdim tabii. Anneannesinin yuzundeki, ellerindeki benleri saya saya ogrendigi iddia ediliyor:)) Tabiii sayilar aynen basliktaki gibi gidiyor. Dort,sekiz ve dokuzu attik yani. Bir ara abc ye taktigimiz gibi simdi de sayilar, her seyi sayiyor tabi dogal olarak bizde su siralar hicbir sey dort tane olamiyor:))

Jul 1, 2011

O sey nerde anne:)



Baslikta yazdigim cumle bu aralar Zumranin dilinden dusmuyor. Neyini bulamasa geliyor bana "o sey ne(r)de anne" diye soruyor. Hele bir de cevabi alana kadar tekrarlayinca cok komik bir tablo cikiyor ortaya. Zumranin bilmem zamani geldiginden, bilmem Trye gelisin etkisiyle geldigimize gore konusmasinda ilerleme oldu. Tabi yine yarim yamalak soyledigi bir suru sey var ama sanki bir direnc vardi dolayisiyla bazi kelimeleri soylemeye bile tesebbus etmiyordu. Su an o kirildi gibi yani yarim yamalak da olsa bircok seyi soylemeye calisiyor.

Dilinden dusurmedigi ikinci lafiz da "benim o". Onceleri ben zamiriyle ilgili tum cekimlere "be" diyordu. Su an artik "benim" i guzel bir sekilde soyluyor. Yani artik her sey "onun".

Son olarak hosuma gidenlerden biri de baba nereye gitti diye soranlara: "Kayyu bebis alma gitti" diyor:)

Tabi anneanene dede yaninda cocugu terbiye etmek cok zorlasti.Sizin hayir dediginiz bir biskuvi arkanizi dondugunuzde anneanne tarafindan verilmis oluyor. Sonuc: Anne giiit, anneanne cici... Ne diyelim surekli beraber yasayanlarda cocuk gercekten zor egitilir herhalde.

Jun 18, 2011

2.5 yasindaki cocukla yolculuk

Merhabalar,

Turkiyeye geleli 2 hafta oldu. Zaman sanki burada daha hizli akiyor. Zumracikla 2-3 aktarmali uzun bir yolculugumuz oldu. Onu surekli anneanne ve dedeye gidecegiz sloganiyla oyalamaya calistim. Daha NewYork'a vardigimizda yavrum geldigimizi zannetti. Artik Istanbul'da ucaktan inip, otobuse binerken bu gelme olayinin bir turlu sonlanmamasiyla bu slogan inandiriciligina oldukca yitirdi.

New York Istanbul arasi ucagimiz ABD saatiyle 5de kalkti. Cam kenari 2 koltugumuz vardi. Yanimiza cok sukur pek zarari olmayan yabanci bir bayan oturdu. En buyuk sansimiz ise ucakta bulunan 2 cocuklu bayan bir arkadasti. Kendisi cok sevecendi cocuklar beraber oynadi biraz. O bizden daha hazirlikliydi Nutellasina varincaya kadar getirmisti. Aksam biz de Nutella partisi duzenledik. Ucagimiz THY ucagiydi ancak kucuk yastaki cocuklari oyalayacak cizgi film yoktu. Buradan THY yoneticilerine sesleniyorum cizgi filmlerinize Caillou yu eklerseniz ortalikta gezen bicirik sayisi azalir.

Hosteslerle- ozellikle yaslari buyuk olanlarla-yine cocuklar yuzunden biraz zitlastik ancak THY hosteslerinin en kotusu bile digerlerinden daha anlayisli geldi bana. En azindan nazikler. Acaba tuvaletin onune cok az bir yer kaplayacak kadar cocuklar icin oyalayici bir seyler yapilamaz mi diye dusunmeden edemedim.

Tabi ki yine zordu surekli pesindeydim. Bir film izlesem mi diye dusundum ancak sadece 5 dakikasini izleyebildim. 10:30 sularinda da uyuttum zumracigi. Ancak istedigi gibi yatip donemedigi icin surekli uyaniyordu. Uyandiginda da farkli bir yer geldigi icin korkup agladi epey. Ama ne olursa olsun bu sene oncekilere gore (yani 6 aylik ve 1.5 yasa gore) daha kolaydi, cunku anlattigim seyler ilgisini cekiyordu, etrafta gordukleriyle oyalanabiliyordu. Sonucta kazasiz belasiz geldik cok sukur. Kaldi geriye donus. Simdiden onun tasasi sardi beni:))

May 10, 2011

Son zamanlardan bir kac tablo

Insan bir sure ara verdikten sonra bir turlu eli gitmiyor yazmaya. Bir de fotograf makinemizin aylardir bozuk olmasiyla minisimin fotografini cekemeyince yeni fotograf da koyamiyorum. Yeni almasina alacagiz da sorun nasil bir sey alsak ona karar veremememiz. Yani yine ayni tarz basit bir sey mi yoksa profesyonel lensli olanlardan mi yoksa ikisi arasinda bir sey mi...Fikriniz varsa buyrun soyleyin:))

Zumracik gun gectikce buyuyor cok sukur. Ama insan esas buyudugunu eski videolari izleyince anliyor. 1 sene onceki hallerine gore o kadar farkli geliyor ki anlatamam. Su siralar bence bebeklik ve cocukluk arasinda gecis donemini yavas yavas tamamlamak uzereyiz. Her zaman gecis donemleri zordur cunku en basta adini koymak, sinirlandirmak bile zor. Su an bebek demek mumkun degil ama tam olarak cocuk da diyemiyorsunuz. Diger yandan size bebek kadar bagimli degil ama bir cocuk kadar da bagimsiz degil. Yani hemen hemen her seyi kendi yapmak istiyor ancak gozetiminiz altinda tutmaniz mutlaka gerekli. Etrafi kesfi hala son surat devam ediyor. Yani hala bir yere gittigimizde zorlaniyoruz.

Diger yandan cocuklu evleri ziyaret kesinlikle cok daha rahat oluyor. Dun bir arkadasimizi ziyarete gittik. Zumra yaslarinda bir kizlari var. Orada sunu fark ettim. Eger oynayabilecegi birileri, ya da oyuncak oldugunda etraftaki seylerle cok da ilgilenmiyor. Mesela dun kirilacak vazolar vardi ama onlara hic dokunmadi bile. Bir de ev buyuk olunca cocugun dikkati de dagiliyor bir seye odaklanmiyor diye dusunuyorum.

Ayrica Zumra bebekleri, cocuklari cok seviyor. Gecen gun yine gittigimiz bir yerde, bir bebegi araba koltugunda sallaya sallaya nerdeyse o uyuttu. Gorseniz bir de profesonel bir edayla "eeee, eeee" "pisss, pisss" diyordu ki... Hatta cevreden konusanlara da parmagini agzina goturup "Shhhs, bebe nenni" diyordu. Cok komikti gercekten.

Su siralar konusmasi kelime dagarcigindan cok, cumle yapisi bakimindan gelisiyor. Mesela 2-3 cumle bile kurabiliyor ard arda ama kelimeler cok duzgun degil. Apartmanimizin girisine ingilizce co-op dedikleri para atarak biskuvi, cikolata aldiginiz makinelerden koydular. Bir kere babasiyla ordan cikolata aldiktan sonra simdi her giris cikista Zumrayi onun onunde buluyorsunuz. Bir de bize tarif ediyor elleriyle yerleri gostererek hani bilmiyorsak falan diye "Pa al, o koy, mama o geldiii":)))

P.S: Tercumesi: Parayi al, oraya koy, mama burdan gelsin:)

Apr 8, 2011

Minigimin ABC cilginligi:))


Uzun suren hastaliklardan sonra minigimin yavas yavas iyilesme sureci tamamlaniyor. Gercekten aile olarak zor gunler gecirdik. En basta yavrumuzun hasta olmasinin uzuntusu, gece uykusunu tam alamamak ve de krese gondermedigimiz icin yapacak islerimizin alt ust olusu...Insallah bu son olur diye temenni edip asil konumuza gecelim.

Evet konumuz ABC. Ingilizce olarak alfabenin cok hos bir sarkisi var. Hikayemiz Zumramla beraber birkac kere dinleyip soylememizle basladi. O kadar cok sevdi ki sarkiyi. Sonra ona miknatisli harflerden de aldik. Aman Allahim artik o kadar seviyor ki harfleri uyumadan onceki son sozu ABC, uyaninca ilk sozu yine o:)) Simdilerde Zumracik nerde bir harf gorse hemen sarkiyi mirildanmaya basliyor. Bu bir t-shirtindeki yazilar olabilecegi gibi yerdeki "no parking"yazisi da olabiliyor...

Apr 3, 2011

Cocuk Hastaliklari


Bir onceki yazimda kresin bizim icin anlamini sayarken "hastalik" demek oldugunu yazmaliymisim! Zumracigim 1 haftadir hasta. Ates, burun akmasi derken gecemiz guzduzumuze karisti. Artik bakteri virus konusunda bir sunum yapacak bilgiye sahip oldum desem yalan olmaz:)

Cocuklarin evden ayrildiklari ilk donem, hatta ilk yil surekli hasta olmalari gayet normalmis. Cunku vucut bir nevi mikropla tanismis oluyor. Aslina bakarsaniz uzmanlar bu surecin bagislik sistemi acisindan cok faydali oldugunu soyluyorlar. Yani mikroplarla tanisa tanisa vucut bir nevi egitimden geciyor ve gelisiyor. Hatta bana ne kadar cok gelse de yilda 7-10 ust solunum yolu enfeksiyonu gecirmenin "normal" oldugu vurgulaniyor. Yani neredeyse ayda 1 kere.

Bununla ilgili diger bir konu da ev temizligi. Ilginc olarak son yillarda bilinenin tam aksine evi tamamen steril etmenin, camasir suyu gibi kuvvetli temizleyiciler kullanmanin cocugun bagisiklik sistemi icin iyi olmadigi soyleniyor. Hatta temiz bir evde yere dusen emzigi yikamanin cok gerek olmadigi da soylenenler arasinda. Aslinda bu benim bayagi isime yaradi. Temizlik yapmamak icin guzel bir bahane, degil mi:)

Mar 21, 2011

Kresin bizim icin anlami...




Her calisan anne-baba gibi bizim de yolumuz kresten gecmek zorundaydi. Aslinda belki de olabilecek en iyi sekilde ayarlanmisti bizim icin. Oncelikle anneanne ve babaannelerimiz bizi desteklemek icin gelebildiler, sag olsunlar. Tabi tesekkurun en buyugu dedelere gitmeli. Ozellikle de babama. Her turlu zorlugu, en onemlisi yalnizligi goze alarak 3 kere anneannemizi bize gonderdi. Hatta gelecek icin bile acik cek verdi. Bir de doktora yapmamin onemli bir getirisi oldu diye dusunuyorum. Cunku her ne kadar doktora yogun bir tempoyu icerse de zaman olarak oldukca esneksin. Yani cocugunla o uyanikken vakit gecirip uyuyunca calisabilirsin. Eger bir iste calisiyor olsaydim cocugumun cogu ozel anini kaciracaktim diye dusunuyor ve sukrediyorum.

Bizim kresle maceramiz Zumra yaklasik 19-20 aylikken basladi. Ilk gunler, haftalar cok kotuydu. Babamin bir lafi var onu paylassam halimizi anlarsiniz. Niye yengeyi gonderdin diyenlere soyle diyorum dedi: Torunum kreste agliyor, damat kapida, kizim evde, ben de burda... Gercekten ilk evden ayrilis cok zordu. Yasinin kucuklugunun de etkisi vardi tabi. Insanin gercekten opmeye kiyamadigi yavrusunu baskalarina teslim etmesi cok zor. Hele ki gurbette yasiyorsan o baskasi daha bir baskasi oluyor sanki.

Sonra kresin ilginc bir sekilde kapanmasiyla anneannemizi acil bir operasyonla buraya aldirdik:) Bu saltanat 2 ay kadar surdu. Ve su anki kresimize 2 yastan itibaren baslamis olduk. Aslinda aradan cok uzun bir sure gecmiyor gibi gorunse de 1 ayin bile ne kadar cok gelisime mazhar oldugunu bildikten sonra 4 ayin etkisini gormek zor degil. Bu sefer verdigimiz yer evimize nispeten uzak ama kaliteli bir yer. Her gun degisik bir sanatsal faaliyette bulunuyorlar:) Gunde sadece 3 saat gidiyor ve oglen uykusunu evde uyuyor. Cok sukur ilk birkac gunden sonra neredeyse hic aglamadan gitmeye basladi. Onun kolay alismasi bizi de cok mutlu etti. Artik kres kelimesi icimi acitmiyor.

Peki krese gondermek icin en uygun zaman nedir? Benim gorusum mumkunse en azindan 2 yasina kadar beklenmeli. Cunku 2 yasindan sonra cocuk anne babasindan bagimsizligini ilan ederek sosyallesmeye aciliyor. Diger cocuklarla oynamaktan zevk almaya basliyor. Dolayisiyla oyle bir yer onu cok da mutsuz etmiyor aksine mutlu bile edebilir. Bununla beraber eger herhangi bir zorunluluk yoksa 3 yasina kadar yine de beklense iyi olur derim. Hatta 3 yasindan sonra cocugun yasitlariyla oynayabilecegi gelisimine destek veren bir yere gonderilmesi efdal bile olabilir.

Mar 11, 2011

Doktorumuza ziyaret ve 2 yas gelisimi

Zumracigimiz giderek buyuyor. Birkac gun once doktor ziyaretimize gittik. Cok sukur her sey iyi. Yine doktorumuzu soru yagmuruna tuttuk. Gerci bu yagmur karsilikli oldu. Doktorumuzun turk yemeklerine karsi ozel bir ilgisi var. O da bize yemeklerle ilgili soru soruyordu aralarda:)

Sonra konu Zumranin bitmek bilmez, misafirlikleri bize oldukca zorlastirtiran etrafi kesif hareketlerine geldi. Doktorumuz bunun gayet normal oldugunu kisaca bunun onun 'isi" oldugunu soyledi. Etrafi kesfederek, dokunarak etrafindakileri ogrenmeye calisiyor. Hatta bilinen su ki cocuk sinirlari ogrenmek icin surekli kendini asmak istiyor. Sonra neler yapilmasi gerektiginden konustuk. Bu konuda dinledigim baska bir doktorun hosuma giden bir sozu var 'Hayir'i ekonomik tuketmek' diye. Yapilmasi gereken en onemli seylerden biri anlamini kaybetmemesi icin bu onemli kelimeyi sadece gerektiginde kullanmak.

Ikinci olarak da konustugumuz konu dil gelisimi oldu. Doktorumuz ortalama olarak 2 yasindaki bir cocugun anlasilabilir 20 kelime soyleyebilecegini ve 2 kelimeyi yan yana getirebilecegini soyledi. Biz de derin bir oh cektik. Cunku Zumra bunlarin ustundeydi. (Tabi etrafa bakarsaniz 2 yasindaki cocuktan bulbul olup sakinmasi bekleniyor...Tabi bunu soran anne bile olsa cocugunun tam olarak ne zaman ne yaptigini unutmus olabiliyor. Bir de tabi ki her cocuk ayri, bu soylenen degerler ortalama degerler. )

Bu arada bu randevudan en karli Zumracik cikti ve cok guzel bir kitap hediyesinin sahibi oldu...

Mar 2, 2011

Tombis ayaklara cozum

Zumramin minik ayaklarina ilk gunden beri ayakkabi bulmak bizim icin cok zor oldu. Hatta hediye olarak gelen yurume donemi oncesi ayakkabi patik arasi seyler bile olmadi. Yazin yine bir sekilde acik ayakkabilarla idare edebildik ama ozellile spor ayakkabisi tarzi kapali olan uygun bir ayakkabi bulamak oldukca zor.

Dogru ayakkabi secimi yurume gelisimini direkt etkilediginden bu konu beni kara kara dusunduruyordu. Hatta dedesi Turkiye'de ozel ayakkabi yaptiracakti minik ayaklara:)) Sonra bir arkadasim bana Stride Rite adli cocuk ayakkabisinda ozellesmis markayi tavsiye etti. Gercekten tavsiyelik bir yer. Gittiginizde once cocugun hem en, hem boy acisindan ayak olcusu aliniyor. Oncelikle burda numaralar bucuklu artiyor. Her yerde bucuklu numaralari bulamadiginizdan (turkiyeden okuyanlar icin Amerikada numaralar kucuk oldugundan bucuklara da ihtiyac oluyor mesela 6.5, 7.5 gibi) burdaki ayakkabilar ayaga tam oturuyor. Tabi turk usulu onden bir parmak arkadan bir parmak bosluk olsun demezseniz:)) Ikinci olarak da genislik olarak farkli olculerde ayakkabilar sunmasi cok guzel. M L XL hatta XXL boyutlari mevcut. Dolayisiyla en uygun ayakkabi kombinasyonunu sip diye buluveriyorsunuz.

Tabi fiyatlar normale gore biraz fazla, ancak indirimde yakalabilirseniz gayet guzel bir fiyata alabilirsiniz. Mesela biz bir ara oyle yakaladik 3 cift birden aldik ileride giyebileceklerini de dusunurek. Son olarak belirli modellerinin yikanabilme ozelligi oldugundan yika yika giydir seklinde uzun sure tertemiz kullanilabiliyor, hatta oyle ki 2. 3. tombis ayaklara miras bile kalabilir...

Feb 3, 2011

Babamiza Ithaf Olunur...

Bu aralar yine o kadar yogun geciyor ki hayatimiz. Surekli bir kosusturmaca...Bir elimizde Zumracik, bir elimizde yapilacak onlarca is yuku. Bir kisi ders calisirken diger kisinin gorevi Zumraya bakmak, yemek yapmak, bulasiklari yerlestirmek vs vs. Sonra yer degistirme...

Laf aramizda babasinin Zumra'ya bakma sonrasinda bizim evi gormek istemezsiniz:)) Tum oyuncaklar ortaya guzelce bosaltilmis, ordan oraya savrulmus, yerdeki hali gorunmez olmus:) Gelip gordugumde bende bir sok tabii:) Tamam tamam babamizin hakkini yemeyelim. Zumra'ya bakmak kavramina giren tum aktivitelerde emegi var. Hele ki Turkiye'de aksam gelip cocugun karni doyup tum ihtiyaclari giderildikten sonra kucagina alip iki dakika sevmeyi "babalik" zannedenlerle karsilastirdigimizda harikanin da otesinde bir babaya sahip Zumracik. Kelimenin tam manasiyla "baba" olmayi hak ediyor benim esim...

Zaten Zumos da bunun farkinda ve babasini cok seviyor. Evde yokken bile "cici baba" diye fotografini seviyor. Zaten ben kendimden de biliyorum babalari ve kizlari arasinda kimsenin cozemedigi bir bag oldugunu...





Jan 30, 2011

Canim Kizim 2 Yasinda



Biricik Zumramiz bugun itibariyle 2 yasini doldurdu. Bu zaman zarfinda ne gunler gecirdik hep beraber...Onun caninin acimasi icimizi ta derinden sizlatirken, onu mutlu eden her seyin kasifi olduk...Bazen oldu kucagimizda uyumusken rahatsiz olmasin diye saatlerce hicbir yerimizi kipirdatmadik. Kah oldu uzeri acilir usur diye sabaha kadar uyumadik. Bir kasik bir sey yesin diye onunde girmedigimiz sekil kalmadi. Kisacasi emanetimiz olan yavrumuza anne-baba olmaya calistik...

Allah'dan dilerim ona cok guzel ve hayirli bir omur bahsetsin. Onu her daim degerini bilen insanlarla karsilastirsin. Guzel kizim sunu bil ki seni cok seviyoruz...

Gecen aksam bu mutlu gunumuzu arkadaslarimizla beraber paylasmak ve ileriye donuk bir ani olarak kalmasi icin evimizde kucuk bir sey tertip ettik. Balonlarlarla ve parlak kagitlarla biraz susleme yaptik. Size o gunden birkac fotograf..

Jan 12, 2011

Su ortalik hic toplu durmaz mi sendromu:)

Bu sendromu daha once duymamistik diyen olabilir. Aslinda adini ben koydum ama tum anneler ne demek istedigimi anlar. Cocuk 2 yas sendromunu gecirirken, anne de bu sendromu gecirir genelde.

Cocugun hareketlerinin artmasiyla zaten evin duzeni degismeye baslar. Ancak daha kucukken en azindan oyuncalar tek parcali (cingirak, dislik) oldugundan fazla daginiklik olusturmaz. Ama efendim su iki yas oyuncaklarinin parcalarindan bana illallah geldi. Dusunuyorum da hemen hemen tum oyuncaklarin en az 6-7 parcasi var. 3 oyuncakla oynandigini varsayalim bu demek olur ki 18-20 parca evin her bir kosesinde:)

Bizim evin klasik gorunumu soyledir: En az yerde bilimum kose baslarinda cikarilmis 3 cift corap hatta cogu zaman Zumra hanim birini bir yerde oburunu baska bir yerde cikarir ki cabuk bulup bana giydiremesinler diye:)) Gunde en az 3 kere kiyafet degisimi olur. Cikarilan parcalar yenileri giydirilirken Zumra hanimin pesinde kosuldugundan yerlerine hemen konulamaz ve bunlar evin herhangi bir kosesinde durur siranin kendilerine gelmesini beklerler. Hele ki su parcali oyuncaklar yok mu mesela evin herhangi bir kosesinde Mr Patates kafa nin diliyle karsilasabilirsiniz, ya da legolarin bir parcasiyla, ya da bir altigeni ayaginiza batmasiyla fark edebilirsiniz:))

Aslinda diyorum su tum oyuncaklar miknatisli olsun elimizde de buyuk bir miknatis topu...Hooop birden toplaniverse nasil olur acaba:))

Tamam tamam itiraf ediyorum ben minigimi bunlarla da cok seviyorum. Iyi ki varsin mis kokulum.....

Jan 2, 2011

Yatis Seremonimiz:)))

Zumra hanimla hayatimizin her asamasi seremoni ama yatma vaktinin yeri ayri:) Simdi efenim oncelikle yatis saati yaklasmaya basladiginda anne-baba arasinda is bolumu pazarliklari baslar. Pazarlik herkesi memnun eden bir seyle sonuclandiginda herkes ise koyulur. Ilk once odadaki dagilmis oyuncaklar toplanir. Oda havalandirilirken Zumra hanim odadan cikarilir. Bu esnada Zumra son kez "cis" yapmasi icin oturtulmaya calisilir. Tabi oturmasi icin etrafta var olan bilimum seyler rusvet olarak verilir. Eger bir sonuc elde edilirse hep beraber bir alkis furyasi baslar. Sonrasinda eller ve yuz Zumranin "bitti bitti" haykirislariyla yikanmaya calisilir. O sirada Zumra dursun diye aynada yuz turlu sekillere sokulur. Disler fircalanmaya calisilir eger izin verilmezse disci doktor hafifce hatirlatilir. Sut isitilip biberona konarken bir taraftan Zumranin mutfak kapisini kirmamasi icin bogaz patlatilir. Altini baglayip pijamasini giydirirken ic savas cikmasin diye biberon eline tutusturulur. Isik kapatilip gece lambasi takilir. Yere dusmesin diye yataginin onune battaniyeler konulur.Tam bu esnada oda nemlendiricisinin bosalmis oldugu fark edilir ve doldurulup yerine konur. Biberonlu tatli Zumracik sarsilmadan yatagina konup yumusak bir iyi geceler opucu verilir....Bitti mi?? Nerdeee, en fazla 5 dakika sonra sutu biten Zumracik icerden mizirdanmaya baslar. Sonra Zumranin arzusuna gore annesi veya babasi odaya gider ve prenses uykuya dalana kadar yaninda yatar....

Not: Hastalik zamanlarinda bunlara buruna sprey sikmak, vucudu ve bogazi vikslemek ve ilac vermek gibi seyler de eklenince gerisini siz dusunun:))